Çay, dünya çapında çok sevilerek tüketilen içeceklerden biri. Birçok anne adayı da hamilelik sırasında tüketmeye devam ediyor. Diğer yandan kahve de aynı şekilde dünya çapında sevilerek tüketilen bir içecek. Hamilelikte kahve içmemenin daha faydalı olduğunu herkes biliyor. Ancak çay konusunda anne adayları o kadar da dikkatli olamayabiliyor. Çünkü çay Türk kültüründe çok masum görünen günlük bir içecek olarak yerini alıyor. Bazı anne adayları, çayı gebeliğin artan sıvı ihtiyacını karşılamak ve basitçe gevşemek için içer. Bununla birlikte anne adaylarının bir kısmı da çayı, hamileliği rahatlatmak için doğal bir tonik olarak kullanıyor. Diğer yandan hamileliğin özellikle son haftalarında doğuma hazırlanmak için bir araç olarak da kullanabiliyorlar. Pek çok kişi çayın doğal olduğunu düşünüp çayın hamileyken içilmesinde bir sıkıntı olmayacağını düşünüyor. Ancak anne adayları kahve gibi çayı da çok tüketmemeli.
Kafeinli Çay Alımınızı Dahi Sınırlayın
Kafein sadece kahvede bulunmuyor. Türkiye’de özellikle rağbet gören siyah, yeşil, beyaz ve chai çayları; Camellia sinensis bitkisinin yapraklarından elde ediliyor. O da hamilelik sırasında sınırlandırılması gereken ve doğal uyarıcı olan bir kafein içeriyor. Bunun sebebi ise şu; kafein plasentayı kolayca geçebilir. Bebeğinizin olgunlaşmamış karaciğeri kafeini parçalamakta güçlük çekebilir. Dolayısıyla yetişkinler için güvenli olan kafein miktarı, anne karnındaki bebeğiniz için zararlı. Ayrıca bu nedenden kaynaklanan yan etkilerin görülme olasılığı da çok daha yüksek olabilir.
Araştırmalar, hamilelik sırasında çok fazla kafeine maruz kalan bebeklerin erken doğma veya düşük doğum ağırlığı veya kusurlu doğum risklerinin çok daha yüksek olabileceğini gösteriyor. Hamilelik sırasında fazla kafein alımı da düşük veya ölü doğum riskini artırabiliyor. Hamile kadınlar kafein tüketimini günde maksimum 300 mg ile sınırladığında bu riskler asgari düzeye inebiliyor. Daha kötüsü de bununla birlikte bazı kadınların genetik geçmişi onları kafeinin kötü etkilerine karşı daha duyarlı hale getirebiliyor. Örneğin; bu gruptaki kadınların, kahve içen diğer hamilelerden daha fazla düşük yapma olasılığı bulunuyor. Kısacası kafeinli çaylar kahveden daha az kafein içerse de genellikle gebelik sırasında içilmesi güvenli kabul ediliyor. Ama yine de günlük çok fazla kafein tüketmekten kaçınmak için bu çayların dahi alımlarının sınırlandırılması öneriliyor.
Diğer Bitki Çayları
Bitkisel çaylar çeşitli meyvelerden, çiçekler ve baharatlardan yapılabiliyor ve bu nedenle kafein içermiyor. Ancak hamilelik sırasında güvenli olmadığı düşünülen başka bileşikler içerebiliyorlar. Bu da riskli yan etkilere neden olabiliyor. Bunları şöyle listeleyebiliriz:
Düşük Ve Erken Doğuma Yol Açabilecek Bitkiler
- Çemen otu
- Rezene
- Adaçayı
- Mine çiçeği
- Hodan otu
- Meyan kökü
- Kekik
- Aslan Kulağı
- Karayılan otu
- Buhur (büyük miktarlarda)
- Papatya (büyük miktarlarda)
- Bu bitkilerden bazılarının doğum sırasında vajinal kanama ve doğum kusurlarını da arttırabileceğini eklememizde de fayda var.
Bitkisel çayların güvenliğiyle ilgili sınırlı sayıda araştırmalarda; olumsuz yan etkilere dair yeterli kanıt bulunmamasından dolayı, çayın hamilelik sırasında içilmesi kesinlikle güvenli olarak düşünülmemeli. Bu risklerin farkında olarak hareket edilmeli.